FARKLI OLANI AYIRMA

Siyah, beyaz, sarı...
Müslüman, Hıristiyan, Yahudi, Budist, Alevi, Sünni, Ortodoks, Katolik...
Türk, Kürt, Ermeni, Rum, Laz, Çerkez...
Sağcı, solcu, milliyetçi, liberal, ortacı, aşırı sağcı, Komünist, Marksist...
Zengin, fakir, orta direk...
Engelli, engelsiz...

Uzar gider bu liste...

Dünyada yaşayan yedi milyar insanın her biri için ayrı bir niteleme gerek. Yüzyıllardır sürer bu ayırım...

Kendinden farklı olanı aşağılamış, alt etmeye ya da değiştirmeye çalışmıştır hep insanoğlu... Ne savaşlar çıktı bu uğurda. Haçlı Seferleri, 1. ve 2. Dünya Savaşları, Maraş Katliamı, Sivas Katliamı, Hocalı Katliamı. Hepsinin tek bir amacı vardı: "Kendinden farklı olanı yok etmek ya da kendine benzetmeye çalışmak."

Ülkemiz bugün hâlâ gelişmediyse, hâlâ fakirsek; sırf "farklı olanı ayırma" hevesimizdendir. Bu uğurda tam altmış yılımız boşa gitti; hâlâ da gitmektedir. Bu uğurda dökülen kanların, giden canların, mahvolan hayatların hesabını da kimse veremeyecektir.

Hâlbuki hepimiz Hz. Âdem’in çocukları değil miyiz? Hepimizin en sonunda gideceği yer, bir avuç kara toprağın altı değil midir? O halde, niye bu çaba?
 
Ben Türk'sem, sen Kürt'sen, bundan bana ne kardeşim? Sanki sen de Türk olsaydın, benim ömrüm mü uzayacaktı? Sen yok olsan, bütün hazineler benim mi olacak? Hadi oldu diyelim; nereye götüreceğim o hazineleri?
 
Ben Müslüman'sam, sen Hıristiyan'san, bundan bana ne kardeşim? Dinimiz, mezhebimiz farklı olunca ben cehenneme mi gideceğim? Ölünce Allah bana: "Neden bütün insanları Müslüman yapmadın ?" diye mi soracak? Sen de Müslüman olunca benim günahlarım af mı olacak? Sonuçta bütün dinleri Allah göndermedi mi? Bütün peygamberler Allah'ın elçisi değil midir?

O halde neden bu kavgalar, savaşlar, katliamlar, yok etme çabaları? Neden?

Ayrımcılık, toplumun her alanında var:
 
Bir kadın, mesleğinde birçok erkekten başarılı olduğu halde, sırf kadın olduğu için yükselemez. Çalıştığı şirketi belki çok üst noktalara taşıyabilecekken, taşıyamaz. Sırf kadın olduğu için...

Engelli gençlerin, çok zeki oldukları halde, eğitim görmeleri ve iş bulmaları engellenir. Sırf başkalarından FARKLI göründükleri için... Hâlbuki eğitim ve iş hayatında o gençleri engellemeseler, içlerinden yeni Einstein'lar, Beethoven'lar, Mimar Sinan'lar çıkacaktır... O gençleri engelleyen -engelsiz- bireylerin de yarın engelli olmayacaklarının garantisini kimse veremez...

Bu örnekler çoğaltılabilir...

Bir insan, kendinden farklı olanı ayırmakla, eksik görmekle, engellemekle, değiştirmeye çalışmakla ya da yok etmeye çalışmakla ne kazanır?

Birlikte, el ele, güzelce yaşamak varken, niye bu hırs ? Bu dünya kime kalacak ki, bütün dünyayı kendine benzetmeye çalışıyorsun?

Dünya bir çiçek bahçesidir. Her çiçeğin farklı bir güzelliği, farklı bir kokusu vardır. Bu bahçeyi muhteşem yapan da BU FARKLILIKLARDIR...

Her çiçeğin değerini bilerek; hiçbir çiçeği kırmadan, incitmeden bu muhteşem bahçede sonsuza dek huzurla ve mutlulukla yaşamak dileğiyle...

BERİL ŞEKER